8 Temmuz 2017 Cumartesi

Annemin dedesi Allah’ın varlığının kanıtıdır çünkü alimler ve şehitler Allah’ın varlığının kanıtıdır.


Annemin dedesi Muhammed Said İslam alimi imiş. Medreselerde ders vermiş.Pek çok islam alimi yetiştirmiş. Vefattından uzun yıllar sonra mezarı yol yapımı için taşınmak istenmiş ve yetkililer mezarın taşınması için oğullarını ve diğer aile efratlarını çağırmış. Mezar açıldığında şok olmuşlar çünkü aradan uzun yıllar geçmesine rağmen cesedi çürümediği gibi tırnakları ve sakalı uzamış bir halde imiş. Ben onun bu halini onun Allah’ın kanıtı olarak görüyorum . Çünkü iki hadis onun bu halini açıklıyor bu hadisler şunlar.

 Evs b. Evs’in bildirdiğine göre peygamberimiz(a.s.m) şöyle buyurmuştur: “Allah peygamberlerin cesetlerini toprağa haram kılmıştır”(Ebu Davud, salat, 207, Nesaî, Cuma, 5).



"Ümmetimin alimleri, İsrâiloğullarının peygamberleri gibidir." (bk. Razi, Tefsir, VIII/302; Neysaburi, Tefsir: I/264; Keşfu’l-Hafa: II/64)



Annemin dedesi İslam alimi olduğu için peygamberler gibi olmuş ve cesedi çürümemiş . Onun bu hali hadislerin doğru olduğu dolayısıyla peygamber efendimizin doğru söylediğinin kanıtı peygamber efendimiz her dediği doğru getirdiği Kuran Allah varlığının kanıtı.


İslamda kadını dövme olayının çarptrılması


Sözlerin en doğrusu Kuran-ı Kerim’dir ve İnsanların en doğru sözlüsü ise Hz.Muhammed (s.a.v.) dir (ammena ve saddakna).

Bu yüzden gerçeklerin doğruların ortaya çıkması için Kuran-ı Kerimin mealini de Kuran-ı Kerime göre yapılması gerektiğine inanıyorum. 

Kadın dövme konusunda izinmiş gibi gösterilen darabe kelimesini kurandan araştrdık.

İslam en çok eleştiri getirilen eş dövmeye izin meali sayılan darabe kelimesinin  geçtiği 4.Nisa Süresi 34. Ayete  Diyanet veya diğer meallerde mealen şöyle geçiyor  .” Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da "gayb"ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.

Burada dövün kelimesinin altını çizdim.  Gerçekten  dövün diye tercüme edebilirmiyiz diye  diye  Kuradan http://kuran.diyanet.gov.tr adresindeki arama bölümünden yaralanarak araştırma yaptım. Darabe (ضَرَبُ , واضرب) kelimesi Kuran-ı kerimde tam 24 ayette kullanılmış. Yani Nisa süresi 34.ayetten başka 23 ayette daha kullanılmıştır. Sadece Nisa süresinde dövmek manasında kullanılmıştır.  4 farklı mealden elde edilen sonuca göre 44 adet mana bulunmuştur. Ve bunların sadece birinde vurmak manası vardır. Bu manalar aşağıda verilmiştir.

[Adım atmak, Benzetmek,Damga vurmak, Darbe indirmek, Dolaşmak(gezmek),Emsal anlatmak,Örnek vermek,Fırlatmak,Kapatmak,Uyutmak,İsnat Etmek,Kapatmak, Uyutmak, Karşı çıkmak, Kıyas etmek, Temsil yapmak, Layık görmek, Mesel olarak , Ortaya çıkmak, Mesele darb etmek, Mesele fırlatmak, Mesele yapmak, Mesele yapmak, Misal getirmek, Misal göstermek, Misal olarak anlatmak, Misal olarak ermek,

Misal olarak zikretmek, Misal vermek, Misale yer vermek, Örnek Getirmek, Örnek Göstermek, Oturmak, Perde Koymak, Uykuya daldırmak(ilişkiyi dondurmak dondurmak), Seyahat etmek, Tartışmak, Temsil getirmek , Temsil yapmak, Vurmak

Yakıştırmada bulunmak, Yolculuk etmek, Zillet altında kalmak, Zillet damgası vurmak, Zillet kaplamak.]

Nisa 34. Ayetten başka sadece 1 ayette darabe kelimesi vurmak manasında kullanılmıştır. O da enfal süresi 12. Ayettedir. Bu ayetteki “vurmak” kelimesi meleklere emir olduğu için baskı yapmak manasında olduğunu söyleyen hocalarımız vardır. Kuran ve Ders sitesinde bu konu açıklanmıştır.

Şimdi en önemli sorun şudur: niçin Kehf süresinde kullanıldığı manada kullanılmıyor. Kehf süresindeki manayı kullanmak çok anlamlı geliyor . Çünkü kehf süresinde gençler zamanın ahlak bozukluğundan mağaraya çekilip uyumuşlardı bir nevi toplumla ilişkilerini dondurmuşlardı . Eğer Nisa 34. Ayette bu mana kullarılrsa onarlı dövün yerine onlarla ilişkinizi uyutun ya da dondurun manası verilir ki bu ilişkinin doğru yolu bulması dövmekten daha iyi bir çözüm olacağı açıktır. Çalışma ile ilgili dosya indirilebilir.  Tıklayınız.

İslam insanın insana şiddet uygulamasını men ediyor . Bu açıdan bakıldığında kadına  vurulmasını  hiç istemez. Sonuçta peygamber efendimiz hiçbir hanımını dövmemiştir. Eğer dövme olayı olsaydı Hz. Aişe'ye iftira atıldığında Hz. Aişe'yi döverdi. Halbuki Hz. Aişe ile ilişkisin dondurmuştur. O sırala Hz. Aişe babasının evinde kalıyordu. Peygamber efendimiz hergün gelerek hatırını soruyordu. Bu yüzden Kehf suresindeki gibi darabe kelimesini dondurmak uyutmak manasında kullanmak daha doğru.

Hz.Aişe’nin Evlilik Yaşı kaçtır?


Dinsizler peygamber efendimizin Hz. Aişe ile 9 yaşında evlendiğini öne sürüp bunu sapıklık olarak gösterip peygamberimize hakaret ediyorlar. Bu yüzden bu konuyu araştırdım. Hz. Aişe’nin evlendiğinde 18 yaşında olduğunu üç kantıa dayanarak  gördüm.

1.Hz. Esma Hz Aişe’nin 10 yaş büyük ablasıdır. Onun biyografisinden Hz. Aişe’nin evlilik yaşı çıkıyor. Hicretin 73. Senesinde 100 yaşında iken Hz. Esma vefat etmiştir. Yani hicrette 27 yaşındadır. Peygamber efendimiz Hz. Aişe ile Hicretin 8.ayında evlenmiştir. Bu yüzden hz.Aişe peygamberimizle evlendiğinde 18 yaşındadır.

2. Hz. Aişe validemiz yıllar sonra Mekke’nin ilk dönemlerinde inen bir sure olan, Kıyamet Suresi’nin iniş zamanı sorulduğu zaman: “Ben Mekke’de sokaklarda oynayan bir çocuk iken Kıyamet saatinin dehşetini anlatan şu ayetler (Kamer Sûresi, 54/46) nazil oldu.” diye cevap vermesi, onun yaşını tespit etmek açısından önemli bir işarettir. Bu sure nübüvvetin 3. veya 4. yılında nazil olduğuna göre, Hz. Aişe validemizin oyun oynayacak ve bu sureyi aklında tutacak bir yaşta olması gerektiği de dikkate alınırsa; o günlerde en az 6–7 yaşlarında olması gerekecektir. Hz. Aişe’nin Efendimiz (sav) ile evliliği nübüvvetin 13. yılında gerçekleşmiştir. Buna göre demek ki bu evlilik Kamer Suresi’nin nâzil olmasından yaklaşık 10 yıl sonra olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Durum böyle olunca da  Hz. Aişe validemizin evlendiği zaman yaşının en az 17 ya da 18 olduğu anlaşılır.Nübüvetin 13 yılı hicretin 8 .ayı ile örtüşmektedir.

3.Cahiliye devrinde Araplar kızları adet gördüğünde tören yapar ve kızlarının yaşlarını bu yaştan itibaren sayarlardı . Bu yüzden Hz. Aişe’nin 9 yaşında evlendiği iddiasını, “9 yıldır ay hali görüyordu” şeklinde anlamak gerekir. 9 yıldır ay hali görmesi ve bir 9 yılda çocukluk dönemini dikkate alınca, Hz. Aişe validemiz evlendiğinde 18 yaşlarında bir genç kız olduğu anlaşılır.

kaynak: http://www.webbilge.net/hz-aise-annemizin-evlilik-yasi-kactir/#ixzz4mFrHSS6L

Sonuç olarak peygamber efendimiz Hz.Aişe ile ruhsal ve bedensel olgunluğa eriştiği bir yaşta evlenmiştir.

ALLAH GÜZEL İSİMLERİ(ESMAÜL HÜSNA) VE KAİNAT VE KORONA VİRÜSÜNÜN HAYIRLI TARAFLARI

Kuranı kerimde Bakara 180 de"En güzel isimler Allah’ındır; bu güzel isimlerle O’na dua edin, O’nun isimleri hakkında doğru inançtan sap...